Akut promyelositik lösemi nedir?

AML M3 olarak da kodlandırılan akut promyelostik lösemi; akut miyeloid löseminin bir alt türüdür. Bu türün diğer türlerden farkı, hastalarda çok sık bir şekilde gözlenen kanamalı bulgulardır. Tam kan sayımlarında lökosit (bağışıklığı sağlayan beyaz kan hücresi) oranları çok yüksek görülmez. Kan hücrelerinin kromozomal incelemelerinde 15 ve 17. kromozomların arasında “translokasyon”” adı verilen bir anormallik saptanır. Bu saptama hem tanıyı netleştirir, hem de tedavi seyrinin belirlenmesinde önemlidir. (Translokasyon: Herhangi bir sebeple bir kromozomdan parça kopması ve o parçanın başka bir kromozoma yapışması durumunu tanımlayan bir kromozom anormalliğidir.).

Akut promyelositik lösemide genellikle kemoterapi ile birlikte ATRA ile kombinasyon uygulanır. ATRA ilacı bir tür A vitamini ilacıdır. Kemoterapi ilaçları ile birlikte kullanıldığında hastaların hatırı sayılır bir bölümünde iyileşme sağlanabilmektedir. Çünkü ATRA, kemik iliğinde baskılama yapmadan vücudu remisyona (iyileşme haline) girdirir. Bu ilaç kombinasyonuna hızlı bir şekilde yanıt verebilen hastalar için genellikle kök hücre tedavisine ihtiyaç duyulmaz.

Akut promyelositik lösemi tedavisi ile remisyon sağlandıktan sonra vücutta kalmış olma ihtimali olan kanserli blast (olgunlaşmamış) hücrelerin tamamen yok edilmesi amacıyla ortalama 3-4 kez pekiştirme tedavisi uygulanır. AML tedavisinde idame tedavisi uygulanmazken, akut promyelositik lösemide mutlaka idame tedavisi uygulanır. Bu idame tedavisi, akut lenfoblastik lösemi‘deki idame tedavisi ile benzerdir. İdame tedavisi, hastanede yatmaya gerek bırakmayan bir tedavi yöntemidir. Yaklaşık 2 ya da 3 yıl kadar belli aralıklarda çok hafif kemoterapi uygulamaları yapılarak tedavi sürdürülür. Remisyon 5 yıl korunabildiği takdirde hasta tamamen iyileşmiş kabul edilir ve tedavi sonlandırılır.